NAZİRE İLE USTALARIN İZİNDE
Divan edebiyatına ait bir gelenek olan nazire söyleme âşıklar tarafından da benimsenmiş ve gelenek halini almıştır. Nazirede aynı kafiye ve ölçüde benzer biçimde şiirler söylenir. Nazire için bir eseri bazı kurallar gözeterek ustalıkla taklit etmek şeklinde bir tanımda yapılabilir. Nazire yapma işine tanzir denir.
Arguvan'da doğan ve Derviş Muhammed'in yanında yetişen, ondan tarikat bilgilerinin yanında saz ve söz öğrenen Âşıkî'nin:
"Canan bizi aşk oduna
Yaka geldi yaka gider
Boynumuza zülfü bendin
Taka geldi taka gider" dörtlüğü ile başlayan şiiri Yunus Emre'nin:
"Aşkın odu ciğerimi
Yaka geldi yaka gider
Garip başım bu sevdayı
Çeke geldi çeke gider" şiirine naziredir (Yardımcı, 1997: 279)
Nazire geleneği edebiyatımızda varlığını yüzyıllardır sürdürmüştür. Nazire kelimesi, edebiyat terimi olarak; bir şairin şiirine aynı vezin ve kafiyeyle söylenen manzume, bir şairin bir şiirini takliden söylenen şiir, bir şairin şiirine benzemek üzerine tertip olunan şiir gibi anlamlara sahip olan bir kavramdır.
Âşık Mutsuz, "Sevdalı Gönül" adlı şiirinin ilk dörtlüğünde kendi gönlüne sitem eder:
"Bıktım usandım ben senin elinden
Nerelere gidem oy deli gönül
Ne acılar çektim tatlı dilinden
Akılsız fikirsiz toy deli gönül"
Malatyalı Âşık Birfâni de aşağıdaki mısralarda çektiği sıkıntıların sorumlusu olarak gönlünü görür:
"Aldırmam dar günüme yaşıma
Oy benim deli divane gönlüm oy
Dert üstüne dertler sardın başıma
Oy benim deli divane gönlüm oy"
Nazire geleneğinden ilham alarak farklı okullarda okuyan arkadaşlarımızdan ünlü âşıkların şiirlerine nazire yazmalarını istedik. Onlardan gelen şiirlerden âşıklık geleneğine uygun olanları sizlerle paylaşıyoruz. Sizler de ünlü âşıkların şiirlerine yazacağınız nazireleri bizlere ulaştırırsanız nazire köşemizde yayınlayabiliriz. Âşıklık geleneğindeki usta-çırak ilişkisini günümüze uyarladığımız bu köşemizde sizleri şiir yolculuğumuza eşlik etmeye davet ediyoruz.
NAZİRE ÖRNEKLERİ
Vardım şu dünyaya garip bir fani
Ne geldiğim belli ne gelmediğim
Umudum hayalim düşlerim hani
Ne güldüğüm belli ne ağladığım
Yaşam dediğiniz bize çok ırak
Hedefin şaşırmış eldeki mızrak
Bir elde tırpan var birinde orak
Ne biçtiğim belli ne topladığım
Düşler aynasında var hayallerim
Kelepçe vurulmuş sanki ellerim
Ağıtlar yakıyor şimdi dillerim
Ne sustuğum belli ne susmadığım
Yasin'im yanarım kendi derdime
Dert ile kavruldum kendi kendime
Sınırlar çizmiştim kendi bendime
Ne saldığım belli ne salmadığım
ŞİLAN AKDEMİR, EVİNDAR GÜZEL VE NUJİYAN GÜLER (11/O)